23 yaşında, gravida 2, parite 1 olan 32 haftalık gebe hasta adını bilmediği ve marula benzettiği bir bitkiyi yedikten sonra bulantı, kusma, görmede bulanıklık, ajitasyon, çarpıntı ve anlamsız konuşma şikayetleriyle acil servise başvurdu.
Fizik muayenesinde genel durumu iyi, bilinci hafif bulanık ve görsel halüsinasyonları mevcuttu. Kan basıncı 110/80 mmHg, nabız 120/dk, solunum sayısı 24/dk, yüzü kızarık, pupilleri midriatik idi. Elektrokardiografide sinüs taşikardisi saptandı.
Tam kan sayımı, biyokimyasal parametreleri ve kan gazı analizi normal sınırlardaydı. Obstetrik ultrasona göre 32 haftalık canlı, tekil gebelik mevcuttu ve umblikal arter doppler indeksleri gebelik haftasına göre normaldi.
Ultrasonda ve kardiotokografide fetal kalp ritmi normaldi. Hastanın antikolinerjik semptom ve bulgularının varlığı hikayesiyle birleştirilince antikolinerjik aktiviteye sahip bitki alımına bağlı intoksikasyon düşünüldü. Hasta yakınlarından bu tabloya neden olabilecek bitkiyi (Resim-1) getirmeleri istendi.
İncelemeler sonucunda getirilen bitkinin Hyoscyamus niger L. bitkisi olduğu anlaşıldı. Hastaya nazogastrik sonda uygulanarak mide lavajı yapıldı, 1 gr/kg dozunda aktif kömür verildi ve destek tedavisi uygulandı.
Hasta monitorize edilerek müşahadeye alındı. Müşahade süresince konservatif tedaviye devam edildi. Takipte bulguları düzelen hasta 24 saat sonra şifa ile taburcu edildi. Gebelik takipleri normal seyreden hasta miadında normal vaginal yol ile 79 Apgarlı bebek doğurdu.
Banotu Zehirlenmesi
Akut zehirlenmelere, acil servis başvuruları arasında sık rastlansa da, bitkilere bağlı zehirlenme olguları nadirdir. Zehirlenmeye neden olan bitkiler genelikle bilmeden alınır ve zaman zaman ciddi sonuçlar doğurabilir.
Ülkemizin her bölgesinde yetişen H. niger L. (Solanaceae), 25-80 cm yükseklikte sarımsı, mor çiçekli, olgunlaştığında bir kapak ile açılan meyvesinde çok sayıda tohum taşıyan yıllık otsu bir bitkidir.
H. niger L. Ülkemizde “Ban otu”, “Deli Bat” adlarıyla bilinip batı literatüründe de “Henbane” ismiyle tanımlanmaktadır. Türkiyede 6 ayrı ban otu türü yetişmektedir. Bu türlerin hepsi de Hyosyamin grubu alkaloidler taşıdığından insan ve hayvanlar için zehirlidir. Yaprakları Hyosyamin, Skopolamin (hyoscine), Hyospikrin içerir.
Glikozid bitkinin tümünde, özellikle de tohumunda bulunur. Doğu Anadolu bölgesinde bu bitkinin tohum veya köklerini yeme sonucu bilhassa çocuklarda zehirlenmeler görülebilmektedir.
Bu otun antikolinerjik sendroma yol açtığı bildirilmiştir. Antikolinerjik sendromda santral ve periferik bulgular görülebilir. Santral etki olarak konfüzyon, anksiyete, deliryum, halüsinasyonlar, myoklonüs, koreatetoz, hiperaktif derin tendon refleksleri, pozitif babinski bulgusu, konvülziyonlar ve koma görülebilir.
Periferal antikolinerjik etkiler ise midriazis, periferik vazodilatasyon, hiperpireksi, taşikardi, üriner retansiyon, azalmış gastrointestinal motilite ve azalmış sekresyonlar, solunum depresyonu şeklindedir.
Antikolinerjik sendrom bazı göz damlaları, uyku ilaçları, antihistaminikler, antipsikotikler, bazı kas gevşeticiler, siklik antidepresanlar, antikonvülzanlar, antiparkinson ilaçlar, belladona alkaloidleri ve mantarlar (Amanita muskarina), Datura Stromonium, Brugmansia Suoveolens, Hyoscyamus niger L. gibi bazı bitkilerin alımına bağlı olarak gelişebilir.
Amerikan Zehir Kontrol Merkezleri 2003 yılı verilerine göre antikolinerjik sendrom zehirlenmelerinin 70251’i antihistaminiklere bağlı gelişmiş ve bunların 64’ü ölümle sonuçlanmıştır.
Antikolinerjik ajan alındığında periferik ve santral etkiye bağlı olarak ağız kuruluğu, midriazis ile birlikte bulanık görme, diplopi oluşabilir.
Bizim hastamızda da bulanık görme şikayeti ve midriazis mevcuttu. Flushing, hipertansiyon, ateş, disfaji, azalmış bağırsak hareketleri ve sesleri, hiperaktivite, ajitasyon, dezoryantasyon, halüsinasyon, delirium ve koma oluşabilir. Yine taşikardi, üriner retansiyon da tipiktir.
Sunulan olguda da flushing, taşikardi, ajitasyon ve delirium vardı.
Zehirlenme düşünülen olgularda tıbbi tedavi; hava yolu açılması, solunumun ve dolaşımın sağlanması, gastrointestinal dekontaminasyon ve gerekli durumlarda antidot tedavinin uygulanmasıdır.
Gebelerde antikolinerjik madde zehirlenmelerinde tedavi yaklaşımı olmayanlardan farklı değildir. Gebenin müdahalesi yapıldıktan sonra fetal değerlendirmede yapılmalıdır.
Bizim olgumuzda da semptom ve bulgular tipik olduğundan, antikolinerjik madde ile zehirlenme düşünülerek zaman kaybedilmeden uygun tedaviye başlandı.
Nazogastrik sonda uygulanarak mide lavajı yapıldı, aktif kömür verildi ve destek tedavisi uygulandı. Fetus da kalp sesleri dinlenmek suretiyle takip edildi ve izlemde kalp seslerinde normalden sapma olmadı.
Antikolinerjik zehirlenmelerde konservatiftir. Eğer hasta çok ajiteyse benzodiazepinler sedasyon için kullanılabilir. Hastada taşikardi, somnolans veya solunum durmasına işaret eden bulgular var ise fizostigmin verilmelidir.
Erişkinlerde Fizostigminin tavsiye edilen dozu 0.5-2 mg/dakikadan daha uzun sürede yavaş, intravenöz veya intramusküler olarak verilmesidir. Semptomların kontrolü için ihtiyaç olduğu sürece veya ilacın istenmeyen etkileriyle karşılaşıncaya kadar her 20 dakikada bir tekrarlanabilir.
Fizostigminin gebelik kategorisi “C” dir. Bizim hastamızın semptomları çok şiddetli olmadığından ve takiplerinde bulguları gerilediğinden benzodiazepin veya fizostigmin kulanımına gerek duyulmadı.
Sonuç olarak, taşikardi, görme bulanıklığı, nedeni bilinmeyen bilinç bozukluğu gibi nonspesifik semptomlarla başvuran olgularda antikolinerjik toksisite de akla getirilmelidir. Tüm olgularda yakın zamanda tüketilen besin ve ilaçlar detaylı bir şekilde sorgulanarak iyi anamnez alınmalı ve ayrıntılı muayene yapılmalıdır.
Erken tanı ve tedavinin hayat kurtarıcı olduğu unutulmamalıdır. Gebe hastalarda tedavi yaklaşımı gebe olmayan olgularla aynı olup, iyi bir gözlem, monitorizasyon ve destekleyici yaklaşımdan ibarettir. Fetusda değerlendirilip, takibi yapılmalıdır.
Kaynak: 1-Karadaş, S., Güler, A., Şahin, M., & Behçet, L. (2012). 32 Haftalık Gebede Banotu Zehirlenmesi. Van Tıp Dergisi, 19(1), 36-38.
Yazar: M. Burak ÖLMEZ
BEECONS HEKİM İLETİŞİM PLATFORMU
BeeCons Hekim İletişim Platformu, hekimlere özel ve anonim iletişim grupları ile meslek hayatınızda size yardımcı olur. Gruplarda isminiz görünmez ve sorduğunuz sorulara en geç 5 dakika içerisinde yanıt verilir.
BEECONS'UN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ ANONİM OLMASIDIR!
Signal Gizli Mesajlaşma Uygulaması ile telefon numaranız ve isminiz görünmeden iletişim kurabilirsiniz. Günlük mesajlaşmalarınız Hekim İletişim Platformu mesajlarınız ile karışmaz.
YETKİN UZMAN KADROSU
Çok sayıda seçilmiş acil uzmanı ve diğer branş uzmanları sorularınıza anında cevap verir.
HER GRUP VIP
BeeCons'da farklı özellikte gruplar yok. Tüm Hekim İletişim Grupları 25 kişiyle sınırlıdır. Mesajlarınız karışmaz, telefonunuz bildirimle dolmaz!
FATURALI HİZMET
BeeCons, Bee Akademi bünyesinde kurulmuş bir limited şirketidir ve tüm ödemeleriniz için fatura kesilmektedir.
Comments